YATIRIM, ÜRETİM VE İSTİHDAMA UYGUN ZEMİN HAZIRLAMAYA DEVAM ETMELİYİZ
Türkiye yanı başında gerçekleşen jeopolitik gerilimlere ve resesyon riskiyle karşı karşıya kalan gelişmiş ekonomilere rağmen 2022 yılında birçok parametrede olumlu bir ekonomik tablo ortaya koydu. Bunun devam etmesi için yatırımcıya uygun zemini hazırlamalıyız. Ülkemizdeki fiyatların genel düzeyinde istikrarın sağlanması, enflasyonun, ülke risk priminin ve dolarizasyonun gerilemesi, döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi istikrarı olumlu etkileyecektir.
Türkiye'nin merkezi yönetim bütçesi gelirleri 2022'de 2021 yılına göre yüzde 100 artarak 2.8 trilyon lira, giderleriyse yüzde 83 yükselerek 2.9 trilyon lirayı gördü. Böylece merkezi yönetim bütçesi açığı, 2022'de bir önceki yıla göre yüzde 31 geriledi ve 139 milyar lira olarak kayıtlara geçti. Buna ilave faiz hariç bütçe giderleri, 2022 yılında 2021'e kıyasla yüzde 85 artarak 2.6 trilyon liraya yükseldi. Personel giderleri yüzde 78 artışla 615 mil- yar lira oldu. Sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri aynı dönemde yüzde 69 artarak 97 milyar liraya yükseldi. Mal ve hizmet alım giderleriyse bu dönemde yüzde 93 yükselişle 257 milyar olarak gerçekleşti. Ayrıca faiz giderleri yüzde 72 yükselerek, 311 milyar liraya çıktı.
Dolaylı vergilerin payında azalma var
2002 yılında vergi gelirleri tahsilatı önce- ki seneye göre yüzde 102 artarak 2.4 trilyon lirayı buldu. Genel bütçe vergi dışı diğer gelirleri de aynı dönemde yüzde 95 artarak, 387 milyar liraya yükseldi. Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı ise yüzde 42'ye geriledi. Böylece son 19 yılda vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin payı 5 puan azaltılmış oldu. Vergi türleri itibarıyla 2022'de 2021'e göre, gelir vergisi yüzde 63, kurumlar vergisi yüzde 185, dahilde alınan katma değer vergisi yüzde 42, özel tüketim vergisi yüzde 104, banka ve sigorta muameleleri vergisi yüzde 78, ithalde alınan katma değer vergisi yüzde 121, damga vergisi yüzde 49 ve harçlar yüzde 82 oranında artış gösterdi.
Faiz harcamalarının payı düştü
Faiz harcamalarının milli gelire oranı 2002 yılında yüzde 15 iken, bu oran 2021 yılında yüzde 3'e geriledi. 2022 yılında ise yüzde 2.3'e kadar düşmesi bekleniyor. 2021'de toplanan her 100 lira vergi gelirinin 16 lirası ve 2022'de ise 14 lirası faiz ödemelerinde kullanıldı. 2021'de her 100 liralık bütçe harcamasının 12 lirası faiz ödemelerine giderken bu oran 2022'de 11 liraya geriledi.
İç borçlanmanın vadesi 2020'de yaklaşık 34 ay iken, 2021 yılında 53 aya, 2022 yılsonu itibarıyla ise 70 aya çıktı. 2022 yılı başında yüzde 25 seviyesinde olan sabit getirili iç borçlanmanın ortalama maliyetinin de 2022 yılı Aralık ayı sonu itibarıyla yüzde 11 seviyesine geriledi. Türk lirası cinsi sabit getirili senetlerimizin toplam iç borçlanma içerisindeki payı da 2021'de yüzde 35 seviyesinde iken, 2022 sonunda yüzde 60'a ulaştı. AB tanımlı Genel Yönetim Borç Stoku'nun GSYH'ye oranını 2021 sonuna göre 7 puan geriledi ve 2022 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla yüzde 35 olarak gerçekleşti.
Yatırımcı tabanı genişledi
Borsa İstanbul'daki yatırımcı sayısının 1.4 milyon kişi artmasıyla yatırımcı tabanı genişledi. Son bir yılda borsa şirketlerinin piyasa değeri yüzde 184 artışla 6.2 trilyon liraya ulaştı. Borsa İstanbul 2022 yılında dolar bazında yüzde 111 yükseliş kaydetti. Halka arzlar yoluyla şirketlerimiz 19 milyar liralık ek finansmana erişimine kavuştu. Böylece 2022 yılında 40 yeni şirket Borsa İstanbul'da işlem görmeye başladı. BES'te toplam katılımcı sayısı da 1.3 milyon artışla yaklaşık 15 milyon kişiye ulaştı.
İlk üç çeyrekte net ihracat katkısı
Küresel pazarlardaki yavaşlama ve paritenin olumsuz etkilerine rağmen ihracatı 254 milyar dolarla seviyeye ulaştı. İlk 3 çeyrekte gerçekleşen yüzde 6.2'lik büyümenin yüzde 60'ı makine ve teçhizat yatırımları ile net ihracattan kaynaklandı. Ekonomideki büyümeye paralel şekilde artan istihdam da 31.6 milyon kişiyle tarihin en yüksek seviyesini yakaladı. Hazine Destekli Kefalet Sistemi'yle firmalarımız 116 milyar lira kredi imkânı elde etti. İmalat sanayi öncülüğünde kullandırılan ticari kredi büyümesi 2021 yılının 25 puan üzerine çıkarak yüzde 36 seviyesine ulaştı.
Bu pozitif seyri bozan etkenler de elbette dikkatle takip ediliyor. Enerji ve altın ithalatındaki yüksek seyir cari işlemler dengesini olumsuz etkilemeye devam etti. Cari işlemler açığı 45 milyar dolar olurken dış ticaret açığı büyük ölçüde altın ve enerji ithalatındaki yıllık artış kaynaklı olarak 110 milyar dolara yükseldi. Turizmin beklentileri aşan güçlü katkısının olumlu etkisinin yanında, iç tüketim talebi, enerji fiyatlarındaki yüksek seviye ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme olasılığı cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır.
İktisadi faaliyete ilişkin verilerin pek çoğunun tahmin edilenden daha olumlu seviyelerde gerçekleşmelerine rağmen, jeopolitik risklerin ve gelişmiş ülkelerdeki faiz artışlarının da etkisi ile gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon endişeleri devam ediyor. Öte taraftan uluslararası emtia fiyatlarında 2022 yılı ikinci yarısında hâkim olan olumlu görünüm devam etmektedir. Kış koşullarının hafif seyretmesi nedeniyle doğal gaz fiyatlarında düşüş meydana gelmektedir.
Ülkemizdeki fiyatların genel düzeyinde istikrarın sağlanması, enflasyonun, ülke risk priminin ve dolarizasyonun gerilemesi, döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.